“Sevgi sahip çıkan dost, sıcak insan eli, sevgi emekti…”
Kim inkar edebilir ki herkesin bir şekilde yaşadığı bu duyguyu, aşkı çok ama çok güzel biçimde anlattığını bu filmin… Cengiz Aytmatov’un kitabından uyarlanan yalın senaryosuyla, insanın içini deşen, geçmişinizin sayfalarını bir kez daha usul usul karıştırdığınız müziğiyle, usta yönetmeniyle ve Türk kültürüne aşkın nasıl yansıdığını çok iyi anlatan iki başrol oyuncusuyla bu film, eminim herkesin kalbinde yer edinmiştir. Tahmin edileceğiniz gibi Selvi Boylum Al Yazmalım’ın ta kendisi bu film…
Filmin öyküsü kısaca şöyle gitmektedir: Asya adındaki genç ve güzel köylü kızı ve yakışıklı kamyoncu İstanbullu İlyas, İlyas’ın Asya’nın köyünde işe başlaması üzerine birbirlerine rastlarlar ve delice bir aşka tutulurlar. İlyas, görücü usulüyle kendisini başka biriyle evlendirilecek olan Asya’yı onunla birlikte olmaya davet eder ve Asya’da bunu kabul eder. Birlikte kaçarlar ve imam nikahıyla, güzel bir düğünle evlenirler. Mutlu birliktelikleri Samet adında bir çocuklarının olmasıyla da devam eder. Ancak bir gün İlyas’ın kamyonla işe giderken, yolda kalmış bir dolmuşa yardım etmesi üzerine, patronu İlyas’ın elinden kamyonu alır ve onu başka bir işe verir. O günden sonra Asya ve İlyas’ın evlilikleri, İlyas’ın her gece içerek eve gelmesine ve gitgide Asya’dan uzaklaşmasına şahit olur. Kocasının bu haline çok üzülen Asya, kamyonunun tekrar ona verilmesini istemek için İlyas’ın patronuyla konuşmaya gider. İlyas’ın iş yerinde bulunan İlyas’ın evlenmeden önce ilgili davrandığı Dilek ve İlyas’ı çekemeyen bir iş arkadaşı bu durumu kullanırlar. İlyas’ın kamyonunu almak için karısını yolladığını alaycı bir şekilde anlatırlar. İlyas bu duruma çok kızar ve nedenini niçinini sorgulamadan, Asya’ya iş yerine geldiği için dayak atar. Bugünden sonra da eve gelmez. Kendisine aşık olan Dilek’in evine gitmeye başlar. Bu da Asya’nın kulağına gelir ve Dilek’in evinin camından İlyas’ı yarı çıplak halde görür. Asya bundan sonra oğlunu alarak evi terk edip yollara düşer. Kendisini bilmediği bir köyde bulur. Bu köyde de karısını ve çocuğunu travmatik bir şekilde kaybetmiş olan Cemşit, Asya’ya kol kanat gerer. Bu arada İlyas evine döner ama artık çok geçtir, Asya gitmiştir. Çok üzülür. Asya ise İlyas’ı çok özlese de Cemşit’in çocuğuna ve kendisine verdiği emekle yaşamını sürdürür. Cemşit de Asya’ya ve Samet’e bağlanarak, mutlu bir şekilde yaşamına devam eder. Ta ki bir gün İlyas’ın Cemşit’in evinin önünde kaza yapması ve Cemşit’in onu eve tedavi için getirmesine kadar. Cemşit, İlyas’ın Asya’nın eski kocası olduğunu anlamıştır ve Asya gitmek isterse diye kaygılanır. İlyassa iyileştikten sonra da Samet’e hediye getirmek bahanesiyle sık sık gelip gitmeye başlar. Asya çok acı çekmektedir. Çünkü İlyas’a tutkuyla aşıktır. İlyasla gidip gitmemek arasında kalmıştır: “ O vardı bir zamanlar. Onu sevmiştim. Sevgi o muyd;u sevgi neydi? Coşkun akan dere, sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar, cama vurup dağılan yağmur damlaları, bir yürek çarpıntısı. Sonunda coşkun dere durulur; yapraklar kurur, dökülür; yağmur diner, güneş çıkar. Sevgi neydi? Sevgi sahip çıkan, dost, sıcak insan eli, sevgi iyilikti, sevgi emekti…” Ancak Cemşit ona ve çocuğuna çok emek vermiştir. Samet Cemşit’e “baba” demiştir. Bu kararsızlık durumu, İlyas’ın kamyonuyla Samet’i gezdirmeye götürmesi ve bunun Cemşit ve Asya tarafından kaçırma girişimi olarak değerlendirilmesi üzerine kamyona doğru koşmalarıyla son bulur. Kamyon durduğunda Samet korkuyla kamyondan iner ve annesi Asya’ya koşar. İlyas’a duyduğu aşkla acı çeken ve ne yapacağını şaşıran Asya, oğlu Sametin bu sahnede Cemşit’e koşup “baba” demesiyle bir karara varır. Film Asya’nın deliler gibi sevdiği İlyas’a rağmen kendine emek veren adamı, Cemşit’i seçmesiyle son bulur.
Sternberg’in Üçgen Aşk Kuramı ve Sistem Teorisi
Şüphesiz ki birçok kişinin beğenerek ve severek izlediği ve kimsenin unutamadığı bir film Selvi Boylum Al Yazmalım, ancak aslında belki de üzerine tartışılması gereken, bu fimi psikoloijk açıdan değerlendirirken neden bu kadar çok beğenildiği bu filmin. Yani aslında önemli olan insanların özellikle filmin en çok hangi kısmından etkilendikleri. Bunun başlıca nedenleri arasında tutkulu aşk yaşamaya duyulan özlem ve filmin böyle bir aşkı çok iyi yansıtması olabilir. Ancak ben bunun nedenlerini farklı bakış açısından iki teoriden yararlanarak ele almaya çalışacağım.
İlk olarak Sternberg’in Üçgen Aşk Kuramı’ndaki yakınlık (ilişkilerde birbirineduyulan duygular), bağlılık (ilişkiyi sürdürme kararlığı) ve tutku (fiziksel çekicilik) kavramlarına değinmek istiyorum. Sternberg’in kavramlarından yola çıkarsak Asya ve İlyas’ın aşkı birbirlerine tutku duymaları üzerine başlamıştır. Bu tutku da onları evlilik kararına götürmüştür. Aslında belkide bu filmi en fazla beğenilir kılan da tam bu özelliğidir. Yani tutkuya dayanan bir aşkın hiçbir toplumsal kaygı ya da ailevi endişe taşımadan ciddi bir birlikteliğe dönüştürülebilmesidir. Böyle ilişkilerin sonuyla ilgili toplumda görülen örneklerden dolayı, bu tarz ilişkiler tercih edilmese de filmden de olsa bunu izlemek insanlara heyecan veriyor olabilir. Ayrıca gündelik hayatta daha gerçekçi noktaları kullanarak ciddi ilişkilere soyunan bireyler, belki de tamamen tutkuya dayanan bir aşkla ciddiyete girmeyi bir cesaret işi olarak görmektedirler. Nitekim filmin sonu ele alındığında da sadece tutkuyla yola çıkılan evliliklerin sağlam olmayacağıyla ile ilgili bir mesaj verilmektedir. Bu da insanların d üşündükleri şeyi doğrulatttığı için, izlenme faktörünü artıran bir diğer neden olabilir. Filmde özellikle, Sternberg’in kavramlarından yola çıkarak, bağlılık ve yakınlık faktörleriyle bir ilişkiye başlandığında bu ilişkinin sağlam temellere oturacağı vurgulamaktadır. Bu da Asya’nın Cemşit’te tanımladığı emek kavramını ifade etmektedir. Diğer bir taraftan, bağlılık ve yakınlık faktörlerinin var olduğu bir ilişkide sonradan bu iki faktörün ürünü olarak tutkunun da oluşabilmesi olası olabilir. Tabi tutkunun varlığı önceden gelirken bile bu beraberinde bağlılık ve yakınlığı getirebilir. Ama bu aşamada unutulmaması gereken en önemli nokta, sadece fiziksel çekimle yola çıkarak ciddi bir ilişkiye girmek yerine buna birbirine duyulan duyguları ve ilişkiyi sürdürme kararlılığını da eklemek lazımdır.
İkinci olarak, sistem teorisinin sınırlar, iletişim ve beklentiler üzerine kurgulanan kavramlarından bahsetmek istiyorum. Sistem teoriye göre, bir ilişki sisteminin sağlıklı kurulabilmesi için en önemli etkenlerden biri sınırlardır. Bir ilişkiye başlayan bireyler içinde bulundukları sistemi iyi tanımlamalı ve bunun sınırlarını iyi çizmelidir. Bu da aile içindeki rollerin iyi tanımlanması ile olur. Aile içinde karı-kocanın rolleri nelerdir ve bu nasıl devam ettirilecektir bunlar netleştirilmelidir. Yine sistem teoriye göre, bir ilişkiye başlarken veya aile kurarken iki bireyin karşılıklı oturup birbirlerine ne beklediğini söylemesiyle ve ilişkinin başında ve devamında açık bir iletişimle karşıdakine duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesiyle olur. Asya ve İlyas’ın evliliklerini bu açıdan incelediğimizde, tutku üzerine kurulu olan evlilikleri olan Asya ve İlyas evlenmeden önce, birbirlerinden ne beklediklerini, neden evlenmek istediklerini hiç konuşmamışlardır. Yine Samet doğmadan önce de bir çocuğa ekonomik anlamda ya da psikolojik açıdan hazır olup olmadıklarını konuşmamışlardır. Bununla birlikte ilişkilerinde herhangi bir aldatma durumu ya da şiddet olduğu durumlarda birbirlerinin tepkilerinin ne olacağını hiç bilmemektedirler. Asya ve İlyas’ın ilişkilerinde yaşadığımız iletişim ve beklentileri ifade etmekteki eksiklikler aslında toplumumuzdaki ilişki tablosuna bir örnek teşkil etmektedir. Bu da bireylerin kendisini yakın hissetmesinden dolayı filmin izlenme oranını artıran bir etken olabilir.
İletişim ve beklentileri ifadedeki eksiklik kendisini bir de İlyas’ın kamyonunun elinden alınmasıyla göstermektedir. İlyas içe dönmüş ve bunu Asyayla paylaşmamış, kendisini içkiye vererek yaşadığı duruma karşı kaçınma davranışı geliştirmiştir. Bu aslında erkek ve kadınlar arasındaki farktan da ileri gelmektedir. Kadın yaşadığı problemi ve tehditi evlilikte daha fazla ifade etme eğilimindeyken, erkek problem yaşadığında kendi dünyasına dönmektedir. Bu bakımdan çatışma çözümleyebilmek için, erkek ve kadının ilişkileri her ne olursa olsun yaşadıkları problemleri açıkça paylaşmaları ilişkinin gelişimi açısından çok önemlidir. Bu noktada da Sistem Teori’de geçen bir başka kavrama değinmekte yarar buluyorum. Bu da fantazi kavramı. Fantazi kelime anlamı olarak gerçek olması mümkün olmayan, hayalde olan şeyleri ifade etmektedir. Bir aile sistemi içinde de fantazi kavramı gerçekleşmesi mümkün olmayan beklentiler içine girmektir. Örneğin, filmde İlyas bir problem yaşadığında bunu bütün ilişkisine yansıtmıştır. Bu da belkide onun evliliğin hep mutlu gideceği fantazisine sahip olmasındandır. Oysa ki evlilikteki tatmin duyguları, problemler yaşanmamaı ile değil, problem çözme becerisindeki başarı ile yükselmektedir.
Sonuç olarak, iki insanın birbirini sevmesi ne kadar güzel ve önemliyse, bunu ilişki olarak götürebilmek de çok önemlidir. Bunun için de duygusal olarak yakınlık hissetme ve ilişkiyi devam ettirme kararlığı şartken bunun tutkuyla birleşmesi de ilişkiyi daha da mükemmleştirebilecek bir durumdur. Ancak bu etkenler iyi bir ilişkinin başlamasına işaret ederken, iyi bir ilişkinin devamlılığını sağlamak için kadının ve erkeğin ilişkideki görev ve sorumluluklarını baştan tanımlaması, ilişkiden beklentileri konuşması ve daima açık bir iletişim şekline başvurması çok önemlidir. İki insan birbirini çok sevebilir. Ancak bu güzel duyguyu yaşatmak için sahip çıkan, dost ve sıcacık olan ve en önemlisi de emek veren o el gereklidir. Yoksa sadece sevmek kolaydır, asıl olan bu sevgiyi besleyebilmek ve hep almak yerine vermeyi de becerebilmektir.
Psk. Dr. Bahar Köse
pskdr.baharkose@gmail.com
Kaynaklar
Büyükşahin, A. (2004). Lee’nin çok boyutlu aşk biçimleri. Türk Psikoloji Bülteni, 32, 118-120.
Uğurlu, O. (2004). Üçgen aşk kuramı. Türk Psikoloji Bülteni, 32, 121-122.
Üretmen, S. (2004). İnsanlar niçin ilişki yaşarlar?. Türk Psikoloji Bülteni, 32, 111- 115.
http://web.pdx.edu/~cbcm/CFS410U/FamilySystemsTheory.pdf
http://family.jrank.org/pages/597/Family-Systems-Theory-Basic-Concepts- Propositions.html