Skip to main content

ÜÇ NOKTA

Kim, kiminle, nerede, ne zaman, neyi arıyordu?

Sevmek Gibi, Abbas Kiyarüstemi’nin 2012 yapımı bir filmidir. Film, bir üniversite öğrencisi olan Akiko’nun para kazanmak için eskortluk yapması üzerine kuruludur. Akiko, bir gece randevu için çok özel bir müşteri olduğu söylenen Takashi’nin evine gönderilir, aralarında cinsel ilişki olmaz, ertesi gün Takashi onu üniversiteye sınava getirir ve onu beklerken Noriaki ile karşılaşır ve kendisini Akiko’nun dedesi zanneden Noriaki’ye karşı bu senaryoyu devam ettirir. Hatta Akiko sınavdan çıkmadan önce arabada sohbet ederler ve Takashi bir kadınla nasıl ilişki kurulması gerektiğine dair ona öğütler verir. Sonrasında Norika ve Akiko’yu da arabaya alarak yola koyulur. Bulunduğu rolden hiç rahatsız değildir. Akiko, erkek arkadaşı durumu öğrenirse diye oldukça korkmaktadır. Yolda giderken arabadan ses geldiğini söyleyen Noriaki, Akika’nın dedesi sandığı Takashi’ye kendisini ispat etmek isteyerek tamirhanesine arabayı götürmesini sağlar ve arabayı tamir eder. Ancak tam arabayı tamir ederken oraya Takashi’nin eski bir öğrencisi gelir ve onu tanır. Araba tamirinden sonra Akiko ve Noriaki buluşacaklar ve Takashi de eve gidecektir. Buluşmaya giden Akiko, erkek arkadaşının Takashi’nin tamirhaneye gelen öğrencisiyle diyaloğu üzerine aslında Takashi’nin onun dedesi olmadığını öğrenen erkek arkadaşından dayak yer. Akiko, Takashi’yi arar ve Takashi onu alıp eve getirir. Ancak Noriaki öfkesini alamaz ve Takashi’nin evine gelerek attığı büyük bir taşı Takashi’nin kafasına isabet ettirmeyi başarır ve film Takashi’nin yere yığılmasıyla biter. Peki, Akiko, Takashi ve Noriaki’yi bir araya getiren ve bir arada tutan nelerdir? 

Akiko

Akiko, sözde üniversite için geldiği yerde para kazanmanın yolunu seks işçiliği yaparak kazanmayı seçmiştir. İlk geldiği yıllarda bastırdığı üzerinde fotoğrafı olan bir el broşürü vardır ve bu fotoğraf onunla birlikte olmak isteyen kişilere hitaben yazılmıştır. Filmde babaannesi de erkek arkadaşı da bu fotoğrafı görmüşler ancak onun olmadığını düşündüklerini söylemektedirler. Aslında herkes gerçeklikten kaçmaktadır. Filmden anladığımız Akiko’nun annesi ve babası yoktur ve babaannesi tarafından büyütülmüştür. Ancak hayatında çok büyük bir ihtiyaç eksiktir, “sınırlar”. Ayrıca filmde bir de amcasından bahsetmektedir. Papağanı konuşturan kadın tablosunu kendisine hediye eden amcası onun heyecanla bahsettiği bir karakterdir. Filmde net bir bilgiye sahip olamasak da babaanneyle büyüdüğünü varsaydığımız Akiko’nun bir de “baba” ihtiyacı vardır. Belki de bir erkekle sağlıklı nasıl ilişki kurmayı bilmiyor ve bir erkeğin hayatında ve fantazisinde arzuladığı kadın olmaya çalışıyordur. Filmde, amcasının onu getirdiği tablodaki kadına benzettiğini, Takashi’nin evinde de kendisini onun karısı ve kızına benzetmesi buna dikkati çekmektedir. Bu nedenle de aslında hoşuna gitmeyen tarafları olsa da bu işi seçmiştir kendine. Nitekim onun başkalarının zihnindeki yeri de gerçekte onun gerçekliğinden uzaktır. O, seks işçisi olarak çalıştığı halde babaannesi de erkek arkadaşı da ona ait ilanları gördüklerinde inkarı seçmişlerdir, bu noktada babaannenin cümlesi dikkat çekicidir: “Sen gibi ama sen değil.”. Böylece kötü olanı görmekten kendisini uzaklaştırmaktadır, belki de bu yüzden kötüyü görmemiş, sınır çizmemiştir Akiko’yu büyütürken. Akiko ise istenildiğini düşündüğü kadını oynamaya çalışmaktadır. Takashi’nin evine gittiğinde yaşlı adamın aslında kendisiyle oturup yemek yiyecek ve kendisinin bakım verip besleyeceği birine (sembolik bir torun) ihtiyacı olduğunu göremez. Hemen soyunur, hayalinde olması gereken kişi olmaya çalışmıştır. Diğer taraftan da sınırları olmayan bu yaşam biçiminde kendisine seçtiği erkek arkadaş aşırı kısıtlayıcı ve şiddet uygulamaya meyilli devamlı Akiko’yu sıkıştıran bir yapıdadır. Akiko’nun böyle birini seçmesi belki de sınırsız ve yalanlarla dolu, kendine zarar verdiği bu yaşam biçiminin öteki ucunda aşırı telafi edecek şekilde bir sınır ihtiyacıdır. Ama bu kadar uca gitmesi de dayak yemesine bile neden olur. Ya da diğer taraftan ona fiziksel olarak zarar verecek, kendisini ondan aşağıda gören, eğitim seviyesi düşük ve egosunu tatmin etme ihtiyacı içinde olan bir kişiyi seçerek kendisini daha üstte konumlayabileceği hayran olunma arzusunu sürdürmektedir. Ancak bu gizil ihtiyaçlarına sağlıksız yerlerde cevap araması onun güvenlik ihtiyacının da sekteye uğramasına sebep olmuştur.  

Takashi

Takashi, oldukça saygın ve işinde ustalaşmış emekli bir profesördür. Ancak filmden anladığımız kızıyla birtakım sorunlar yaşamıştır ve artık onu kimse ziyarete gelmemektedir. O da eskortluk yapan Akika’yı eve çağırarak belki de yalnızlık ve yakınlık ihtiyacını gidermek ister gibidir. Ancak evine gelen Akiko orada cinsellik için geldiğini düşünürken, Takashi onun memleketi olan köyüne kadar araştırmış ve ona karides çorbası yapmıştır. Üstelik bir de sofra kurmuştur. Akiko ile sohbet etmek istemekte ve onun karnını doyurmak istemektedir. Ancak yaptığı çorba Akiko’nun en sevmediği çorbadır. O da zihninde yarattığı bir kıza göre davranmaktadır. Filmde Akiko’ya eve girerken terlik getirmesi, onu okula sınava götürmesi ve Akiko’nun erkek arkadaşıyla başına iş gelince gidip onu alması ve kollaması hep ebeveynlik yapma ihtiyacını düşündürmektedir. Bu yaşta artık mesleki olarak saygınlığını ispatlamış birinin yakınlığı paylaşacağı kişi, bakım vermek üzerinden sağlanacaktır, bu da evlada ve belki de toruna denk gelmektedir. Nitekim filmde, Akiko’nun erkek arkadaşı Noriaki’ye Akiko’nun dedesiymiş gibi öğütler vermekte ancak büyük ihtimalle kendisi çocuğuyla yakın bir ilişkiyi götürememiştir. Belli ki bu tarz bir konuşma orada işe yaramadığı için bugün yalnızdır. “Eşinle tanıştığın zaman evlen onunla/gitmesine izin verme!” der Noriaki’ye. Ayrıca kendisini o kadar Akiko’nun dedesi gibi görür ki aslında onunla ilişkisine para yoluyla ulaştığını unutmuş gibidir, Noriaki tarafından gelen tehdidi göz ardı eder. Bir yanılsama içindedir ve o kadar kendisini ihtiyacını gidermeye kaptırır ki bir gün Noriaki tarafından zarar göreceğini bile hesaba katmaz. Hep Akiko’yu korumak derdindedir. Üstelik Akiko korunmak, beslenmek ve ebeveynlik istememektedir. Kadın olarak etkilemek derdindedir diğerlerini. Takashi’nin kendi ihtiyacı öyle gözünü perdelemiştir ki filmin sonunu bilmesek de karşısındaki adamın gerçekliğini kaçırır. Kafasına yediği gerçekliğin ta kendisidir.

Norika

Norika’nın en büyük ihtiyacıysa saygıdır. Eğitimi, üniversiteyi küçümser ve aslında Akiko kadar güzel bir kadınla çıkarak kendi egosunu restore etmek derdindedir. Ama o da bu ihtiyacını gidermeye o kadar odaklanmıştır ki aslında Akiko’nun onun kısıtlayamayacağı zor bir kanaldan bir kız olduğunu görmezden gelir ya da belki de Akiko gibi denetlenemez bir kızı kontrolü altına alabilmek onu daha da cezbetmiş olabilir. Kendisine “yalan” söylediğini bile bile Akiko’nun üstüne gidip duymak istediği gerçek olmayan cümlelere onu zorlar. Akiko’nun nasıl olduğu gerçekliğinden uzak, kendi ezik ve kusurlu tarafını onunla evlenip ona baskı uygulayarak onarma derdindedir. Öyle ki Akiko’nun eskort olarak gittiği Takashi’yi onun dedesi olarak görmeyi tercih eder. Ama senaryonun onun zihnindeki gibi olmadığını anladığında da bunun bedelini karşıya zorbalık yaparak ödettirmektedir. Çünkü gerçeklik duvarına çarpmış ve kaldıramamıştır. Akiko istediği gibi bir hayat yaşamaktadır ve onun boyunduruğu altına girmemiştir. Hayatını şüphe duygusu hissedebileceği ve kandırılabileceği ilişkiler içine çekmektedir. 

Sonuç

Bu üç kişiye de baktığımızda aslında her birinin ayrı ihtiyaçları vardır. Ve herkes bir diğerini algılarken üç noktaları kendi zihinlerindeki gibi okumaya çalışmış ve kendi ihtiyacını yanlış yerde, yanlış kişiyle ve yanlış zamanda gidermeye çalışırken gerçeklikten kopmuştur. Ve gerçeklik Akiko’nun şiddet görmesi ve korkmasına, Norika’nın muhtemelen suç işlediği için ceza almasına ve daha da kusurlu olmasına ve Takashi’nin de her ne kadar net bilmesek de hayata gözlerini yummasına sebep olmuştur. Kime neyi aktardığımız aslında bizim zihnimizle alakalıdır. Bazen kendi zihnimizle o kadar doldururuz ki boşlukları sonra gerçekliğe toslamamız çok büyük bedellere sebep olur.