Bu işte bir kaçak var!
Grip oldum, midem ağrıdı, bulantım var, bağırsaklarım düzensiz, geceleri diş sıkıyorum, uykuya dalmakta güçlük yaşıyorum, geceleri ansızın uyanıyorum, sabah uyanamıyorum, huzursuz bacak sendromum var, göğsümün ortasına bir ağrı saplanır gibi oluyor, bedenimde uyuşmalar, kramplar var, her şeyi unutuyorum, boynumdan aşağı bir ağrı saplanıyor, çok alerjik bir insanım, çok sık uçuk çıkarıyorum, iştahım düzensiz… Bilmem bu cümlelerin kaçı sizde de var ya da size tanıdık geliyor? Günümüzde fazlasıyla duyduğumuz rahatsızlıklar ve belki doktor doktor geziyoruz, belki “Bir de psikiyatriye mi görünseniz?”cümlesiyle son buluyor doktor muayeneleri…
İnsanız karmaşık bir yapıda bir sürü sinirden oluşuyoruz ve sanıyoruz ki bir türlü geçmeyen, kronik rahatsızlıklarımız sadece şans eseri, sadece genetik, sadece havadan sudan, komşudan, akrabadan bulaştı… Atıyoruz suçu bir şeylere, devam etmeye çalışıyoruz ama bitmiyor acılar, ağrılar sızılar… Aslında işler pek de öyle değil… Stres, duygularımız, travmalarımız bizi öylesine etkiliyor ki sinirlerimiz bunları kaydediyor, saklıyor ve biriktiriyor… Biz bilinç düzeyinde bazı şeyleri bastırıyoruz, görmezden geliyoruz, arkaya atıyoruz ve hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalışıyoruz çünkü öyle baş etmeye çalışıyoruz… Ama aslında bağışıklık sisteminin düşmesi dediğimiz şey stres hormonunun devamlı salgılanması üzerine beynin büzüşmeye gitmesi sonucu iç organlara ayırdığı enerjiyi kısması anlamına da geliyor. İç organlara ayrılan enerjinin düşmesiyse bedenin korunması için daha az enerji sarf etmesi demek oluyor ki biz buna “bağışıklığım düştü” diyoruz ve enerji yatırımı azalınca hastalıklara açık hale gelmiş oluyoruz…
Alışkınız, hiçbir şey yapmadan her şeyin iyisini beklemeye
Alışkınız kötü bir şey gelirse başımıza dışarıdandır demeye, sorumluluk almamaya
Alışkınız kendimiz sigara içmemize rağmen çocuğumuzun içmesine çok şaşırmaya
Ya da biz kitap okunmazken çocuğumuzun kitap okuması fantezisini kurmaya
Dövdüğümüz sövdüğümüz çocuklarımızın hiçbir şey olmamış gibi tam sağlıklı yetişmesini beklemeye
Bir gün psikiyatrik bir sorun olunca çok çok şaşırmaya
Ne duygumuz soruldu büyürken ne de biz sorduk çocuklarımıza “Ne hissediyorsun?” diye
Kendi duygusundan, ruhundan haberdar olmadan büyüdük belki
Konuşmayı, kendimizi açmayı, dile dökmeyi öğrenmedik
Belki öyle bir ortamdı ki büyüdüğümüz yer orada o duyguları bastırmakla baş edebildik sadece
Çünkü şiddet vardı belki…
Belki devamlı eleştiren, ne yapsak tahammül edemeyen bir ebeveynimiz vardı
Belki ilgisiz bırakıldık okullarda, yatılı okulumuzda arkadaşlarımız tarafından dışlandık, zorbalık gördük, ses çıkaramadık ve korunamadık, görülmedik yeterince öğretmenlerimiz ve ailemiz tarafından
Elbette çok zordu, bir çocukken orada olmak ve onun getirdiği duyguyu yaşamak
Ama işte yok olup gitmedi yaşananlar bir yerlerde duruyor ve kendini hatırlatıyor
Bedenimde sinir uçlarımda, beynimde, midemde kaldı
Belki ondandır istemediğim bir şeyler yaparken bağırsaklarımın bozulması tıpkı çocukluğumdaki gibi
Belki ondandır beni aşağılayan müdürümle toplantıya giderken uçuklar çıkarmam
Ve bir gün geçmişten biriken travmalar, duygular öylesine doldu ki onun yakınında bir kapı açılınca içinden annem veya babam çıktı, içinden çocukluğum çıktı, bir sürü duygu çıktı sonunda
Sadece üç ay boyunca çıkıyor olduğun kız arkadaşından ayrılınca çok ağır depresyona girmenin nedeni ve bir türlü bu meseleyi geride bırakmamamın nedeni belki çocuklukta ailen tarafından bırakıldığın anıların bugün sahnelenmesi oldu
Aslında şu anki reaksiyonun geçmiştekilere bir cevaptı
Bizim kaçtığımız tüm anılar, yaşantılar ve sıkıntılar bir yere gitmedi ve bir gün delindiğinde paketi büyük bir tazyikle akmaya başladı
Sen en iyisi duygunun farkında değilsen bedenini izle kardeşim
Zihin unutmayı seçti belki ama sen bir bak, bu fizyolojik olarak adı konamayan ağrıların ne zaman nerede çıkıyor karşına
Belki zihnin sana durup dururken hiçbir şey yokken birden göğsüme bir ağrı giriyor diyor
Doktorlar fizyolojik bir şey olmadığını söylüyorsa kardeşim bu ağrı olmadan az evvel bir şey oldu
Ya da bugünlerde bir şey oldu, aklından bir şey geçti belki…
Göğsünün ortasındaki ağrının bir ağzı bir dili olsa ne söylerdi?
Nedir seni zaman zaman ziyaretinin sebebi?
Kimdir, zamanında hangi anıdan hangi yaşantıdan kaçmış da gelmiştir?
Bugün bedenine temas ederek sana neyi söylemektedir?
Senin ellerini tutmaya, yardımına ihtiyacı var belli ki kardeşim…
Psk. Dr. Bahar Köse
pskdr.baharkose@gmail.com