İnsanüstü Beklentiler Kafesinde Obsesif Kompulsif Kişilik
Obsesyon kavram olarak takıntı anlamına gelmektedir. Buna bağlı olarak da obsesif bir kişinin bir şeyleri sürekli ve inatçı bir şekilde düşünüyor olması ve bundan kurtulamaması söz konusudur. Hatta bu tekrarlayan düşüncelerden kurtulmak için kişi, kendince geliştirdiği ritüellere sarılarak birtakım davranışları yaparak rahatlamaya çalışıyorsa bu obsesif kompulsif bozukluk dediğimiz rahatsızlığı beraberinde getirir. Ancak bir de bu rahatsızlık dışında obsesif kompulsif kişilik bozukluğu dediğimiz bir patoloji de vardır. Bu kişilik yapısına sahip olanların temel özellikleri ise mükemmeliyetçilik, kişinin ne istediğine göre değil olması gereken ve doğrular üzerine hayatını kurması, bunun dışında davrananlardan rahatsızlık duyması, esnek olamaması ve kendi dinleme ve eğlenme ihtiyaçlarını göz ardı etmesidir. Bu tarz kişiler toplum kurallarına son derece itaatkâr bir tutum sergilerler. Peki obsesif kişilik örüntüsünde hangi inançlar ve örüntüler kendini gösterir? İşte üç farklı şemayla üç örnek…
Herkes beni sevsin ve onaylansın!
Obsesif kompulsif kişilik örüntüsüne sahip kişi toplumun ve ötekinin onu nasıl değerlendirdiğine oldukça önem verir. Kendi kararlarını ötekinin onaylayacağı doğrulara göre belirler. Kişinin değeri, ne kadar sevildiği ve kabulü ötekinin onaylayacağı şeylere bağlıdır. Bundan dolayı mantıkla çözemeyeceği, öznel kararlar vermesi gereken yerlerde oldukça zorlanır. Çünkü öznel kararlarda kime sorsa farklı bir cevap alır; birçok kararın içinde bocalar da bocalar…
Neden bir karar alırken bu kadar çok kişiye danışıyorsunuz?
Bir toplantıda fikrimi söylediğimde veya bir topluluğa tanıtıldığımda onaylanılmayı ve takdir görmeyi isterim.
Ne olur ki sizin verdiğiniz kararı ötekiler onaylamazsa?
Buna çok tahammül edemem. Çünkü başkalarının da farkında olduğu başarılar benim için en değerlisidir. Bir dolu övgüler ve iltifat almam kendimi değerli birisi olarak hissetmemi sağlar.
Peki bu neden kaynaklanıyor?
Başkalarından yoğun bir ilgi görmezsem kendimi daha az önemli hissederim. Paramın olması ve önemli insanlar tanıyor olmak beni değerli yapar.
Her zaman mükemmel olmalıyım, herkes de öyle olmalı!
Obsesif kompulsif kişilik örüntüsü kişilerin bir diğer özelliği mükemmeliyetçiliğidir. Eksikli, yarım kalan bir işle asla yetinemez. Bir şey mükemmel olmayacaksa o işe hiç kalkışmazlar. Hata yapmaya tahammül edemez; hata yapmamak için insan üstü bir çaba sarf eder. Hata yapmak onu başarısız, değersiz ve sıradan yapacaktır. Kendinden oldukça yüksek beklentileri vardır: iyi bir evlat, iyi bir çalışan, iyi arkadaş, iyi eş vb. olmalıdır… Bu beklentileri karşılayamaması onda müthiş bir stres yaratır. Bu tarz kişiler sadece kendinden değil ötekilerden de bu yüksek beklentilere göre davranmasını beklerler.
Eşinizin gitmek istediğiniz yemeğe sizinle gelmek istemediğini ve yorgun olduğunu söylemesi sizi oldukça kızdırmış. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Diğer insanlardan bir şeyler istediğimde bana “hayır” denilmesini çok zor kabullenirim. Çünkü ben her daim eşimin hatta herkesin taleplerine cevap vermek için elimden gelen her şeyi yaparım.
Niçin böyle davranmaya ihtiyaç duyuyorsunuz?
Yaptığım çoğu şeyde en iyi olmalıyım; ikinci olmayı kabullenemem. En iyisini yapmalıyım, “yeterince iyi” ile yetinemem. Ben en iyisi olmaya çalışırım, ötekinden de aynısını beklerim…
Böyle bir hayat sizin için oldukça yorucu olmalı…
Ben herkesin böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bence insanların özensizliği!
Ne mi hissediyorum? Bilmiyorum!!
Bu kişilik örüntüsüne sahip kişilerin bir diğer özelliği duygularını bastırmaları ve her şeyin cevabını mantıkla vermeye çalışmalarıdır. Bu kişiler çatışmalara girmekten oldukça kaçınır ve etrafını aşırı derecede kontrol etmeye çalışırlar. Bu tarz kişiler yakınlık kurmaktan korkarlar çünkü yakın olmak duyguları açık etmek ve kontrolü kaybetmek anlamına gelir. Bu kişiler spontan davranamazlar.
Kız arkadaşınızın herkesin içinde beni ne kadar seviyorsun diye sorması sizi çok rahatsız etmiş… Bunu neyle ilişkilendiriyorsunuz?
Duygularımı diğerlerine açmayı utanç verici bulurum. İnsanlarla beraberken içten ve cana yakın olmak benim için zordur.
Burada sizi zorlayan şey tam olarak nedir?
Olumlu duygularımı diğerlerine göstermekten utanırım (sevdiğimi, önemsediğimi göstermek gibi).
Anladığım kadarıyla kız arkadaşınız da sizin bu tavrınızdan şikayetçi… Kendisine olan duygularınızı ona daha fazla ifade etmenizi istiyor…
Bu benim hep karşıma çıkıyor. Kendimi o kadar kontrol ediyorum ki insanlar beni duygusuz veya hissiz buluyorlar. Diğerleri beni duygusal olarak soğuk bulurlar.
Bu kişiler yukarıda bahsedildiği gibi onay arayıcılık, yüksek standartlar ve duyguları bastırma şemalarına sahiptir. Bu tarz kişilerde mükemmeliyetçilik oldukça sıkıntı yaratırken, paradoksal olarak onları terapiye getiren de bir sıkıntı varsa muhakkak düzeltme ihtiyacı ve kimi zamansa yaptıklarını terapistin onayıyla kontrol etme istekleridir. Terapistin duygularını gösterebilen, hata yapmakla barışık bir tutum sergilemesi ve bu kişilerin onay arayışlarına “siz ne istiyorsunuz” diyerek yansıtmalarda bulunması önemlidir. Çünkü bu kişilerin en temel fark etmesi gereken insan olduklarıdır. İnsansa hisseder, bunu yansıtır, hata yapar ve istediği gibi bir hayatın peşinden koşar…
Psk. Dr. Bahar Köse
pskdr.baharkose@gmail.com
Not: Bu yazıda Young Şema Ölçeği’nin maddelerinden faydalanılmıştır:
Soygüt, G., Karaosmanoğlu, A., & Çakır, Z. (2009). Erken dönem uyumsuz şemaların değerlendirilmesi: Young şema ölçeği kısa form-3’ün psikometrik özelliklerine ilişkin bir inceleme. Türk Psikiyatri Dergisi, 20(1), 75-84.