Ne Vereyim Ağabeyime?
Beklemek… Açınca sözlüğü, bir iş oluncaya, bir kişi gelinceye kadar bir yerde durmak, süre tanımak, acele etmemek, ummak, karşılaşmayı beklemek, bir şeyi, bir kimseyi gözetmek, korumak, muhafaza etmek, karşılaşma ihtimali bulunmak, aramak, istemek, oyalanmak demek… Bekliyorsak önceden bilmişliğimiz var, bir hazırlık var, bir nesnesi var eylemimizin… Bekliyorsak bir umma hali var… Durmak var, sürece bırakmak, bir adım atmamak var. Ama bekliyorsak bir gelen var, durmamızın bir sebebi var, harekete geçirecek bir şey var, bekliyorsak bir tahminimiz var, beklemek beklendik demek, beklenmediğin olmaması demek… Peki beklendik olsa ya da beklenmedik olsa ne fark eder?
Bir varmış bir yokmuş, “hayata dair” adlı bir restoran varmış. Bu restoran kişinin karnını doyurmak için hayata dair arayışlarına cevap vermeye çalışırken bir yandan da düşündürmeye çalışırmış. Yoldan geçen bir grup insan karnını doyurmak için içeri girmiş. Kendine has bıyıkları ve sıra dışı, asimetrik kostümüyle restoranın garsonu masanın başındaki adama yaklaşmış ve usuldan sormuş “Ne vereyim ağabeyime?”ve elindeki menüyü uzatmış tüm masanın bu menüye göre cevap vermesini bekleyerek… Masadakiler menüyü ellerine alıp bakmışlar menünün sol yanında “beklendik”, sağ yanındaysa “beklenmedik” yazıyormuş. İçlerinden bir grup kontrolcü insan kesinlikle “beklendik” istiyoruz demişler. Mazallah beklenmedik olursa ya hayal kırıklığına uğrarsak ya sevmezsek, ya başımıza kötü bir şey gelirse ne yaparız demişler… Beklendikte karar kılmışlar… Ne ilginçtir ki “beklendik”i seçen bu grubun ağızlarında tekrar eden bazı kelimeler varmış; garanti, temkinli, kaygı, bilindik, güvenli alan, risksiz, tahmin edilen, endişe, anksiyete hep bu grubun dilindeymiş. Masadaki bir uyaran arayışındaki diğer grup ise “beklenmedikten” yana oylarını kullanmışlar. Beklendik olan hep aynı şey olur, bu sefer de yeni olsun, akışa bırakalım, heyecan hissedelim demişler. Risk, macera, yeni deneyim, heyecan arayışı, coşku, sıkılmak, bilinmezlik, uçurumdan atlamak gibi kelimeler bu grubun en çok kullandıkları kelimelermiş. Ve garson siparişleri alıp oradan uzaklaşmış. Masada kalanlarsa birbirlerinin tercihleriyle dalga geçip yine de bir arada kalmaya devam etmişler. Yine de beklendikçinin bir beklenmedikçiye, bir beklenmedikçinin bir beklendikçiye ihtiyacı varmış. Onlarınki tamamlayıcı ilişkiymiş…Lakin beklenmediğin bir seçim olduğunda yine de beklendiğe dönüşmesi dikkatten kaçmaması gereken bir şeymiş. Gerçekten beklenmediğinde beklenmeyeni yaşamak bambaşka bir şeymiş…
Yan masada oturup uzaktan bu masaya bakan, yaşlı, gözlüklü ve tonton teyze önündeki deftere şunları yazmaya başlamış: Her ne kadar beklemek zor da gelse, aslında hepimiz beklenmedikten bir dirhem korkarız. Bir netleşme ihtiyacı içinde bilinmezden, hazırlıksızdan kaçarız. Bu da kimi zaman işimize yarar, başımıza bir şey gelmesini engeller. Ancak bazen öyle korkarız ki beklenmedikten daha başımıza gelmeden olayları olmuşcasına bunu yaşar hayatın içinde korkarak, hep bilindik sınırlar içinde, cesaretsiz, adım atamayan bir halde kalırız. Bu bizi akıştan, yaşamaktan, hayata katılmaktan alıkoyar. Bir de her şeye atlayan hiç kontrolsüzce her şeye girmek isteyen bir yanımız olabilir. Bu bizi yeni deneyimlere açık, daha cesaretli, yaşama katılan bir hale getirirken bir yandan da düşüncesizce her şeye atladığımız için kimi zaman yara almamıza, kaşımızı, gözümüzü yarmamıza gereksiz yıpranmamıza neden olabilir. Oysa hayat biz bir şeyleri beklerken, buna hazırlık yaparken ya da beklemez ve her önümüze gelene atlarken başımızdan geçen şeylerin tamamıdır. Bu hayat paketinin içinde ne yaparsak yapalım öngörebileceğimiz ve öngöremeyeceğimiz şeyler olacaktır. Karnımızı doyuran hayatın getirdiklerini yavaşça yiyip sindirebilmekle mümkündür ama hem hazırlık yaparak hem de biraz da yağmurda şemsiyesiz kalarak ve hayata katılarak…
Yazısı biten kadın, kalemini kenara koymuş. Garson onun masasına yaklaşıp kağıdı alıp tepsisinin ortasına yerleştirmiş ve servis etmek için beklendikçi ve beklenmedikçilerin bir arada oturup konuşmalarda bulunduğu masaya doğru yol almış…
Psk. Dr. Bahar Köse
pskdr.baharkose@gmail.com